Lale Sokolov, Auschwitz Çarşamba günü yakalandı. Burada tutuklu olarak kalmaktan başka seçeneği yoktu. Birkaç ay sonra Lale dövmeci olarak çalışmaya başladı ve burada tutulduğu sırada, Gita adlı bir kadını sevdi. Gita ve Lale, Auschwitz’de yaşanan zulmün ve vahşetin arasında ölüme direnmeye çalışıyorlardı.
The Tattooist of Auschwitz - Heather Morris, ölüm ve çilesini anlatan öyküsü ile dünyada büyük bir sessizlik tablosu çiziyor. Kitabın konusu, 2. Dünya Savaşı sırasında yaşanan Çarlığın en büyük katliamlarından bir olan Auschwitz’ten kaçan insanların hikayesidir. Bu savaşın ruhsal ve fiziksel tahribatını içeren acıklı bir roman olan The Tattooist of Auschwitz - Heather Morris, Holocaust Müzesi’ne gitmek isteyenler için harika bir başlangıç noktasıdır. Lale Sokolov, bir Slovak İsrarlı Yahudi olarak kara Çarşamba günü Auschwitz’e getirildi. Burada tutuklu olarak kalmaktan başka seçeneği yoktu. Birkaç ay sonra Lale, dövmeci olarak çalışmaya başlayacaktı. Güvenli bölgede kaldı. Ordunun giysileri dövmeye alışan Lale, Nazi yönetimi altında Auschwitz'in dövmecisi olarak günlerini geçirdi.
Yine de, burada tutulduğu süre boyunca Lale, onların yüzüne yazılan kötü rötuşlarını silmek için Gita adlı bir kadını sevdi. Gita, Lale'nin Auschwitz'te aşkı, desteği ve ümiti olacaktı. Çok fakir bir Yahudi ailesinden gelen Gita, Auschwitz'e getirildiğinde sadece 18 yaşındaydı. Lale, Gita'nın ne kadar cesur olduğunu ve onunla yaşadığı her şeyi nasıl sevdiğini anlıyordu. Gita'nın sevgisi ve desteği, Lale'yi savaşın kötülüklerinden kurtaracaktı. Nazi anlayışına göre, Lale'nin Dövmeci olarak kalmasına izin veriliyordu, bu durum onun gözayağı oldu.
The Tattooist of Auschwitz - Heather Morris, örgütlenmiş bir Hitler kampında yaşamı boyunca uygarlığın rengini arayan insanların hikayesidir. Bu kitap, hayatın insan formunu kurtarmak için ne kadar acıklı mücadele veren insanların hikayesini ortaya çıkarıyor. Kitap, hayatta kalmayı başaran insanların ruhsal hikayelerini gözler önüne seriyor. Yazar, okuyucuya şiddetin, acının ve özgürlük arayışının sınırları arasında yaşamaya çalışan okuyucuyu anlatıyor.