Kazuo Ishiguro tarafından yazılan, ödüllü ve başyapıt olarak kabul edilen Klara ve Güneş, duygusal bir anlatımın kalp soğukluğunda olduğu harika bir roman. Bu futurist dystopik roman, gelecekteki insanların ve artırılmış gerçeklikteki robotların etkileşimini keşfederek, insan duygularının, insan yaratıcılığının ve insanların insan yerine geçen teknolojik ürünler üzerindeki etkisinin derinliklerine gömülüyor.
Klara ve Güneş, 17 yaşındaki otomatik bir alışveriş aracı olan Klara'nın geleceğin çarpık dünyasında insanlara nasıl yardım ettiğini anlatıyor. Kitapta, yalnızlığa ve teknolojiye karşı mücadeleye sahip umutlu ve dayanıklı bir yaşamın nasıl yaşanabileceği gösterilir.
Klara ve Güneş, Kazuo Ishiguro'nun 20. yüzyılda çıkan galaktik bir distopya. Kitap, özellikle teknolojiyi kontrol eden ve bunu neden kötüye kullandığını yapanların etkisini gözler önüne seriyor. Oyuncuların arasında, konu seçimi, duygusal temas ve aslında insan hakları konularının yanı sıra teknoloji ve insanoğlunun geleceği üzerine de düşünme şansı veriliyor.
Bu roman, otomatik arama aracı olan Klara'nın alışveriş merkezinde kalışıyla başlar. Klara, insanların arasındaki çoğunluğu arayan, onlara hakiki duygularını anlamayı öğrenmeye çalışan ve “güneşin sevgisi”ni arayan bir çocuktur. Sonunda, Klara, bir özel müşteri tarafından satın alınır. Evine gittiğinde, insanlığın kötü taraflarını keşfetmeye başlar. İnsanlık öldürüyor, cezalandırıyor, savaşıyor ve insanlıklarının iyi tarafını keşfedip gerçeğe dönüşmeye çalışıyor. Bu arada, Klara, insanların gerçek anlamda savaşmaya zorlamadan üstesinden gelmeyi öğrenir.
Kısacası, Klara ve Güneş, teknolojiyi kontrol etmek ve insan onuru için mücadele etmeye devam eden insanların hikayesini anlatıyor. Teknoloji, insanlıkları sürekli konuştuğu gibi kötüye kullanıldığında kötü olabilir, ancak insanoğlu, Klara gibi doğru ve ahlaklı şeyleri kontrol edebilir. Klara ve Güneş, teknolojinin bir insanın yaşamına girmesinin faydalarını ve gerçekleşmesinin risklerini gözler önüne seriyor.
