Heterojen sinyal artışı, radyolojik görüntüleme yöntemlerinde bir doku, organ veya lezyonun farklı bölgelerinde sinyal yoğunluğunun değişkenlik göstermesi durumudur. Bu terim, özellikle manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve bilgisayarlı tomografi (BT) raporlarında sıkça kullanılır. Heterojenlik, dokunun yapısal veya patolojik özelliklerinden kaynaklanabilir ve tanısal süreçte önemli ipuçları sunar.
Heterojen sinyal artışı, çeşitli patolojik ve fizyolojik durumlardan kaynaklanabilir. Başlıca nedenler şunlardır:
Heterojen sinyal artışı, bir lezyonun doğasını anlamada kritik bir rol oynar. Örneğin:
MRG’de heterojen sinyal artışı, T1 ve T2 ağırlıklı sekanslarda veya kontrast sonrası görüntülerde gözlenebilir. Örneğin, T2 ağırlıklı görüntülerde yüksek sinyal alanları ödem veya kistik yapıları, düşük sinyal alanları ise fibrozis veya kalsifikasyonu gösterebilir. BT’de ise heterojenlik, doku dansitesindeki farklılıklar veya kontrast madde dağılımındaki varyasyonlarla ilişkilidir.
Heterojen sinyal artışı, radyologların lezyonun karakterini belirlemesine yardımcı olur. Ancak, bu bulgu tek başına spesifik bir tanı koydurmaz. Heterojenlik, biyopsi, laboratuvar testleri ve klinik bulgularla birlikte değerlendirilmelidir. Örneğin, karaciğerde heterojen sinyal artışı gösteren bir lezyon, hepatosellüler karsinom, metastaz veya benign bir fokal nodüler hiperplazi olabilir. Tanı, ek görüntüleme veya histopatolojik inceleme ile netleştirilir.
Heterojen sinyal artışı, radyolojik görüntülemede doku veya lezyonun yapısal çeşitliliğini yansıtan önemli bir bulgudur. Bu bulgu, malignite, enfeksiyon, kanama veya kistik değişiklikler gibi çeşitli durumlarla ilişkilendirilebilir. Radyologlar, heterojen sinyal artışını diğer klinik ve laboratuvar bulgularıyla birlikte değerlendirerek doğru tanıya ulaşmayı amaçlar. Bu nedenle, heterojen sinyal artışı gözlenen durumlarda multidisipliner bir yaklaşım kritik öneme sahiptir.