Antijen Nedir?
2023-11-27 03:10:20
Antijen (antijen, antijenik molekül veya antijenik yapı), bağışıklık sisteminin tepki verdiği ve spesifik bir bağışıklık cevabını başlatabilen herhangi bir molekül, madde veya organizma bileşenidir. Antijenler, vücuda giren yabancı organizmaların veya maddelerin tanınmasına neden olan bileşenlerdir ve bağışıklık sisteminin bu yabancı unsurlara karşı mücadele etmesini sağlar.
Antijenler, bağışıklık sistemi tarafından tanındığında, vücudu korumak için savunma mekanizmalarını harekete geçirirler. Bu savunma mekanizmaları, antijeni tanıyan özel bağışıklık hücreleri olan lenfositlerin (T hücreleri ve B hücreleri gibi) aktivasyonunu içerir. Antijenlerin tanınması, antijene özgü antikorların üretilmesine ve antijeni ortadan kaldırmaya yönelik bağışıklık cevaplarının başlatılmasına yol açar.
Antijenler, birçok farklı kaynaktan gelebilir. Bunlar şunları içerebilir:
Mikroorganizmalar: Bakteriler, virüsler, mantarlar ve parazitler gibi patojen mikroorganizmaların yüzeyinde bulunan moleküller antijen olabilir.
Yabancı Moleküller: Vücuda yabancı olan kimyasal maddeler veya proteinler, antijen olarak kabul edilir. Örneğin, yabancı bir kan grubu, bağışıklık sisteminin tepki vermesine neden olabilir.
Kendi Vücut Hücreleri: Kendi vücut hücrelerinin yüzeyinde bulunan ve normalde bağışıklık sisteminden kaçınan moleküller, otoimmün hastalıklarda (bağışıklık sisteminin kendi vücut hücrelerine saldırması) antijenik hale gelebilir.
Antijenlerin çeşitliliği, bağışıklık sisteminin çeşitli tehditlere karşı etkili bir şekilde tepki verebilmesini sağlar. Her antijen, bağışıklık sistemi tarafından tanınma ve yanıt başlatma kapasitesine sahip farklı özelliklere sahiptir. Bağışıklık sistemi, antijenlere karşı spesifik olarak programlanmış hücreler ve moleküller içerir ve her bir antijenin tanınması, özel bir bağışıklık yanıtını tetikler.
Antijenler ve bağışıklık sistemi arasındaki etkileşimler, hastalık etkenlerine karşı korunmamızı ve enfeksiyonların kontrol altına alınmasını sağlar. Ayrıca, aşılar gibi bağışıklık sistemini güçlendiren tedavilerin geliştirilmesine de yol açar.